16 Aralık 2015 Çarşamba

Kadının Orgazma Ulaşması

kadının orgazma ulaşması
Kadının orgazma ulaşması ve bunu sürekli halde başarabilme yeteneği de öylesine fazladır ki, tam anlamıyla asla ölçülememiştir. Cinsel araştırma yapan ilim adamları, kadınların cinsel tepkilerini ölçerlerken, inceledikleri kadınların tam elli kez arka arkaya orgazma eriştiklerini görünce, hayretler içinde araştırmalarını yanda kesmişlerdir. Bütün gece beş kez orgazma ulaşan bir erkeğe harika gözüyle bakılır hâlbuki dudak büküp küçümseyerek baktığı kadın, beş dakika içinde beş kez orgazma ulaşır ve bir yudum su içtikten sonra aynı zevki kırk beş kez daha tadabilir. Cinsel yaşamlarının genellikle, sert, katı ve kaba bir tutumla erkekler tarafından engellenmesi kadınların sahip oldukları gerçek cinsel potansiyele erişememelerinin tek sebebidir. Hiç değilse erkeklerin çoğu bilinçsiz olarak, cinsel güçlerinin, kadının cinsel gücüyle mukayese edilince, sözü edilmeyecek kadar az olduğunu sezinlediklerinde, kadının cinsel yeteneğini küçültüp, hor görmek için sürekli kampanya yürütürler. Bu tür düşünüş, belki erkeğin egosuna bir şeyler kazandırır ama kadının üstündeki etkisi çok yıkıcıdır. Berna bunun acısını çekenlerden biriydi. Otuz yaşlarındaydı. Bir okulda psikologdu. Uzun boylu, güzel vücutlu, güneş yanığı tenli ve sarı ipek gibi saçları olan, televizyonda şampuan reklamlarına çıkan kızlara benziyordu: Doktor, iki kez hüsrana uğradım daha doğrusu değişiklik olmazsa bir süre sonra yine acı çekeceğim. Fakat mücadeleden pes etmeyeceğim. Güzel çenesini ciddiyetle sıktı. Durum çok vahim. Ne demek istiyorsunuz? Otuz dört yaşındayım. Başımdan iki evlilik geçti. Ve her ikisi de ayrılıkla bitti. Tekrar boşanmaya asla dayanamam. Çünkü her iki boşanma da benden öylesine çok şey alıp götürdü ki, artık kimseye verecek bir şeyim kalmadı. Göz yaşlan yanaklarından aşağıya yuvarlanıyordu. Niçin başından anlatmıyorsunuz?

Kadınların Orgazma Ulaşması

Kadının orgazma ulaşması hakkında aklım öylesine karışık ki nereden başlayacağımı bilemiyorum.kadının orgazma ulaşması hakkında makaleler oldu. Bu konuda yapılan seminerlerden bazılarına devam ettim, hemen hemen on iki kadar araştırmaya gözlemci olarak katıldım, tek başıma bir kaç deneme yaptım ve kendimi bu konuda uzman saymaya başladım. Çok haklısınız. Evet, ama bana hiç yaran dokunmadı. Hatta bazı bakımlardan durum daha da kötüye gitti. Hangi bakımlardan? İlk önce, sizin de bildiğinizden kuşku duymadığım bazı şeyler anlatacağım. Kadının orgazma ulaşması bir kenarda dursun, erkeklerin klitorisi minyatür penis olarak kabul ettiklerini biliyorsunuz değil mi? Evet, gerçek öykü bambaşkadır. Aslında klitoris ve ona bağlı yapılar erkek cinsel organlarından çok daha geniştirler. Aradaki tek fark, penisin vücudun dışında gözle görülür büyük çıkıntı olmasına karşılık, klitoris'in derine gömülüp, dışardan ancak ucunun görünmesidir. Bu yalnızca bir başlangıç. Klitoris'e ve diğer dişi cinsel organlara kan sağlığa damar ve sinirler, erkek cinsel organı penise kan sağlayan damar ve sinirlerden daha geniş bir alana yayılmışlardır.
kadınların orgazma ulaşması
Sanırım her şey ilk evliliğim sırasında başladı hayır, daha önce başladı. Kızılan hiç bir işe yaramadığı düşüncesinin egemen olduğu bir evde büyüdüm. Dört erkek kardeşim ve babam böyle düşünüyorlardı. Kendimi bildim bileli dünyaya erkek gelmek isterdim. Tahmin edeceğiniz gibi erkeklerin ilgisini kolayca çekiyordum. Ama onların ilgilerini çekmekte bana bir şey kazandırmıyordu. Gerçekten kazanmadım. İş sekse gelip dayanınca hiç bir şey hissetmiyordum. Olup biten şeyler içimde öylesine küçültücü hisler yaratıyordu ki kendimi başka şeyler duymaya layık görmüyordum. İlk evliliğim böyle sürüp gitti tam iki yıl. Hep aynı şey oldu. Benim için iki tür seks var bol bol cinsel birleşme ve duygusuzluk veya hiç cinsel birleşme olmadan duygusuzluk. Her ikisi de aynı yola çıkıyor netice sıfır. Ümitsizlik içinde beni kadın olarak yaşatacak, dişiliğimi tattıracak kadınlığımı hissettirecek bir şeyler arıyordum. Aradığınızı bulabildiniz mi? Evet. Buldum. Fakat bazı kez hiç başlamamış olmayı diliyorum. Anlamadım? Doktor, doğrusunu söylemek gerekirse, tam üç yıl kadının cinsel yaşamı konusunda yazılan her şeyi okudum. Bunların başında ise

Kadının Orgazma Ulaşması Sorunu

kadının orgazma ulaşması sorunu
Klitoris kadının orgazma ulaşması konusunda oldukça önemli bir rol oynar. Size gerçeği kanıtlayan yüz tane örnek daha verebilirim. Kadının cinsel araçları ve cinsel fonksiyonları, her yönden erkeğinkinden üstündür. Fakat bu ne işe yarar? Ne işe yarar demek ne anlama geliyor? Kadının orgazma ulaşması gerçekten bu kadar da zor bir konu değil. Eh! bana hiç yaran dokunmadı. Kadınların bir tür cinsel hilkat garibeleri olmadıklarını öğrenince, tüm cinsel yaşantım değişti. Orgazma erişmeye başladım. Hayatımda ilk kez gerçekten cinsel birleşmeden zevk almaya başladım. Sanki ölüp te birdenbire dirilmiştim. Böylece tekrar evlendim. Evet sonra ne oldu? Ondan sonra ilk altı ay falan her şey yolunda gitti. Yani cinsel birleşmeden öylesine zevk alıyordum ki yeterince sevişmediğimi sanıyordum. Kadının orgazma ulaşması aslında kafada o kadar da büyütülmemesi gereken bir konu olmuştu artık benim için. Fakat bir süre sonra cinsel birleşmenin kocam için heyecanını yitirdiği açıkça belli olmaya başladı. Ye sonunda sekse olan ilgisini yitirdi. Önce her gece sevişirken, iki gecede bir sevişmeye başladık. Sonra haftada ikiye, daha sonra da ayda ikiye düştü. Ondan sonra sevişmenin anlamı kalmadı. Kocanız isteklerinizi yerine getirmeyince ne oldu? Berna güldü. Hayır, gözümü dışarıya çevirmedim. Ne kadar seyrek olursa olsun, mademki bu erkekle evliyim, tüm duygulanma sahip olmaya hakkı var diye düşünüyordum. Doktor belki mutsuzdum ama ben gaddar bir kadın değilim. Berna kendi eliyle kurduğu tuzağa düşmüştü. Kendisini kurtarıp, yaşamı süresince cinsel bir hilkat garibesi gibi kalmamak için umutsuzca attığı adım sırasında, diğer erkeğin seks yönünden üstün olduğu efsanesini meydana çıkarmıştı. Büyük bir atılım yapmıştı, fakat tüm diğer öncüler gibi çok ileriye gitmişti. İkinci evliliğinde, bunca yıl elinden kaçan fırsatla teker teker değerlendirmek istemişti. Ne yazık ki, yeni kocası için tüm bu değerlendirme yatakta olup bitiyordu. Berna kocasına uyan bazı ayrıntıları hesaba katmamıştı. Aslında elli kez orgazma erişme yeteneğini öğrendikten sonra eline geçen her fırsatta bunu denemeye kalkmış ve kocası da bir süre kendisine ayak uydurmaya çalışmıştı. Ama dört beş orgazmla geride kalmaya mahkûm du. Berna'nın kısa süren tedavisi sırasında, ona gerçek cinsel sorulanını anlamasına ve ona göre davranmasına yardım etmek amacını güttüm. Kısa süre sonra Berna her gece yatakta kadının cinsel üstünlüğü doktrinini kanıtlamak zorunda olmadığını anlayınca, aklını başına topladı. Kadının orgazma ulaşması hakkında kendini sorgulamaya ve aslında kafasında ki sorunların ne kadar gereksiz konulardan ibaret olduğunu idrak etmeye başladı. Adım adım, babası ve erkek kardeşleriyle olan sorunlarını incelemeye başladı ve onlara ne pahasına olursa olsun her zaman kendisinin de sevilmeye layık bir insan olduğunu kanıtlamaya çalıştığını anladı. İlk evliliği kadın olduğu için ailesinden adeta bir özür dileme mahiyetini taşıyordu. Yalnız bir sorun vardı hiç kimse onun yaptıklarına kulak asmıyordu. İlk kocasının kendisine tamamen kayıtsız kalması bir rastlantı değildi. Bilinçaltının etkisiyle kocasını kendisine ilgi göstermediği için mahsustan seçmişti. Tedavisi sona erdikten bir ay sonra tekrar muayenehaneme uğradı: Doktor size söylemek istediğim yeni bir projem var. Nedir o Berna? Kadının cinsel yeteneğinin erkeklerden fazla olduğunu kanıtlamaktan vazgeçtim. Zaten bunu herkes biliyor değil mi? Hala eskisi gibi meydan okuyarak soruyordu. Evet, tabi biliyoruz. Evet, onun için şimdi kocamın cinsel potansiyelini gerçekleştirmesine yardım ediyorum. Biz kadınlar gibi gecede elli kez orgazma erişemeyeceğini biliyorum ama bu arada kocam denemekten büyük zevk duyuyor. Kadının orgazma ulaşması konusu daha önce de belirttiğim gibi zor bir konu değil burada sadece kendimizi sürece daha hazır hale getirmemiz için izleyeceğimiz yolların öneminden bahsettim. Yeteri kadar açıklayıcı bir yazı olduğu kanısındayım ancak siz konunun farklı boyutları hakkında da bilgi sahibi olmak isterseniz orgazm ile alakalı çok daha geniş bir bilgi dokümanına sahip izmir erotik shop blog adresini ziyaret edebilirsiniz. Konularında uzman doktor ve hekimlerin internet üzerinden yayınladıkları makalelerden düzenlenerek hazırlanan cinsel içerikli bilgilerin yer aldığı bu blog adresinde ki edineceğiniz bilgilerin güvenirliğine kesinlikle emin olabilirsiniz. Bir başka yazım da görüşünceye kadar kendinize iyi bakın…
Devamını Oku »

15 Aralık 2015 Salı

Doğum Kontrol Hapı Kullanımı

Doğum kontrol hapı kullanımı kesinlikle reçetesine yazan doktor için güvencelidir, birleşmede bulunan erkek için güvencelidir, ama kullanan kadın için pek güvenceli olmayabilir. Hiç değilse, ilâcı hazırlayanlar, onun pek güvenceli olduğu kanısında değildirler. Doğum kontrol hapı kullanımı bakın, üreticilerden biri doktorların dikkatine sunduğu özel bir ilânda neler söylüyor: Doktorlar, trombolik düzensizliğin (kan pıhtılaşması) ilk belirtilerine dikkat etmelidirler. Böyle bir durum oluşur ya da şüphe edilirse, ilâç alınması hemen kesilmelidir. Bunun anlaşılması çok kolaydır. Sonra ilân bilimsel palavralara geçmektedir

Doğum Kontrol Hapı Kullanımı ve Geçmişi


Doğum kontrol hapı kullanımı Büyük Britanya'da geçmişe değinilerek yapılan hastalık ve ahlâkla ilgili araştırmalar ve Birleşik Devletlerde yapılan hastalıkla ilgili incelemeler: tromboflebit, akciğer embolizmi, serebral tromboz ve embolizmle, ağızdan kullanılan gebeliği önleyici ilâçlar arasında istatistiksel önemi olan bağıntı bulunduğunu göstermiştir. Doğum kontrol hapı kullanımı Bu ilân, hiç bir hasta kadının, doktorun muayenehane nesinde beklerken içerden bilgi almaması anlamını taşır.

Doğum Kontrol Hapı Kullanımı ve Edebi Çeviri

Doğum kontrol hapı kullanımı Büyük Britanya'da hastalık ve olayın oranı, Birleşik Devletlerde hastalık oranı üzerinde yapılan incelemeler, doğum kontrol haplarının; bacaklarda, ciğerlerde ve bazı kadınların beyinlerinde kan pıhtılaşmasına neden olduğunu ortaya koymuştur. İlân teknik dille doğum kontrol haplarını kullanan kadınların, hap kullanmayan kadınlara oranla, yüzde 440 ilâ 700'ünde ciddî kan pıhtılaşması görüldüğünü belirtmektedir. Sonra yazılanlar gerçekten korkutucu olmaktadır: Muayene sırasında eğer anî, kısmî ya da tam görüş kaybı, ya da anî proptosis, diplopi ya da migren görülürse ilâç verilmesi kesilmelidir. Çevirisi: Eğer kadın aniden kör olursa, doğum kontrol haplarını vermeyin. Eğer gözleri dışarı uğrar, çift görür, ya da migren baş ağrısı olursa, hapları kesin. Doğum kontrol hapı kullanımı makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere…..
Devamını Oku »

17 Kasım 2015 Salı

Homoseksüel kavramı

Homoseksüel kavramı homoseksüel üzerinde yapılan ilk incelemeler, bu davranışın doğuştan gelen bir sinir soysuzlaşmasını (degeneration) gösterdiğini kabul etmeye yol açmıştı. Doktorların, homoseksüel kimselere ilkönce sinirliler ya da sinirli gibi görünenler arasında rastlaması da bu kabule uygun düşüyordu. Bu düşünce birbirinden ayrı ele alınması gereken iki unsur taşımaktadır. Bu unsurların birincisi "doğuştanlık", ikincisi soysuzlaşmadır.

Homoseksüel Kavramı ve Soysuzlaşma

Homoseksüel kavramı ve soysuzlaşma. "Soysuzlaşma" terimini, yerli yersiz kullanılmış olmasından ötürü eleştirebiliriz. Traumatik ya da bulaşıcı hastalıklardan gayri her çeşit hastalığın soysuzlaşmadan ileri geldiği söylenmiştir. Homoseksüel kavramı nitekim Magnan'ın soysuzlaşmışlar (dejenereler) sınıflaması, bu kavramı, sinir faaliyetinin en genel biçimlerime uygulanabilecek hale sokmuştur. Bu durumda, "soysuzlaşma" kavramının hâlâ kullanılıp kullanılamıyor cağı ya da yeni bir anlam taşıyıp taşımadığı sorulabilir. Şu iki durumda soysuzlaşmadan söz açmamak daha doğru olur gibi görünüyor:
1) Normalden uzaklaşan çeşitli sapışlar yoksa.
2 Yaşamak ve çalışmak güçleri genel olarak bozukluğa uğramamışsa homoseksüel, bu anlamda soysuzlaşmış kimseler olmadıkları şunlardan da bellidir:
1) Başka bakımlardan herhangi bir normalden uzaklaşma göstermeyen kimselerde homoseksüel görülüyor.
2) Zihnî çalışma bakımından kusursuz olan, hatta zekâ bakımından büyük gelişme, ahlâk bakımından derin kültür göstererek başkalarından ayrılan kimselerde de homoseksüel rastlanıyor
3) Klinik deneyler açısından değil de, daha geniş deneyler açısından bakılınca, homoseksüel bir soysuzlaşma sayılmamasını gerektiren iki çeşit gerçekle karşı karşıya gelinir.
a) Kültür hayatlarının doruğuna erişmiş eski uluslarda homoseksüel dediğimiz şeye sık sık rastlıyoruz. Ayrıca, homoseksüel önemli bir kurum (müessese) haline gelmiş olduğunu görüyoruz.
b) homoseksüel, vahşiler ve ilkel ırklar içinde de yaygındı. Oysa soysuzlaşma terimi, genel olarak, yüksek uygarlıklar ve uluslar için kullanılır (1. Bloch). Avrupa’nın çeşitli uygar uluslarında bile, ırk ve iklim farklarının, homoseksüel azlığını ya da çokluğunu ve sapıklığa karşı takınılan tavrı etkilediği görülüyor.

Homoseksüel kavramı ve Doğuştan Gelen Özellik

Homoseksüel kavramı doğuştanlık ancak mutlak homoseksüel, bu özelliğin doğuştan geldiği kabul edilmiştir. B" kabul, mutlak homoseksüel, hayatları boyunca, cinsel içgüdülerinin başka bir yöne çevrilmemiş olduğu konusundaki kendi tanıklıkları üzerine temellen- dirilmiştir. İki yanlı homoseksüel ve özellikle ara sıra homoseksüel gösterenlerin bulunuru, homoseksüel doğuştan olduğunu ileri süren görüşle bağdaşmıyor. Bundan ötürü, mutlak homoseksüel ötekilerden ayırmak eğiliminde olanlar, genel bir homoseksüel kavramını bir yana atmaktadırlar. Böylece, bazı durumlarda, homoseksüel doğuştan olduğunu, bazı durumlarda da başka nedenlerden doğduğunu kabul etmek gerekiyor. Homoseksüel kavramı makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere…..
Devamını Oku »

10 Kasım 2015 Salı

Evliliğin ikinci dönemi

Evliliğin ikinci dönemi evlilerin orta yaş dönemine rastlamaktadır. Gerçekte ikinci dönemin önemli sorunlarından biri de orta yaş krizi dediğimiz durumdur. Erkek, bu yaşa kadar meslek hayatında ve ekonomik açıdan belli bir düzeye gelmişse de kendi özel amaçlarını, arzularını yeteri kadar yerine getirememiş olabilir.

Evliliğin İkinci Dönemi ve Bunalım

Evliliğin ikinci dönemi bu durumda erkek bir bunalım içine girebilir, kaybolmaya yüz tutmuş öz güvenini kazanmak için gönül ilişkilerine girebilir. Evlilik ciddi sarsıntılar geçirebilir. Öte yandan menopoza yaklaştığını düşünen kadın da bu durumu üreticiliğinin, kadınlığının, cinsel çekiciliğinin sonu olarak görür. Çöküntü içine girebilir. Karıkoca arasındaki iletişim bozulabilir. Eşler birbirlerine yeteri kadar destek olmayabilirler. Evliliğin ikinci dönemi öte yandan bu dönemde çocuklar da ergenlik dönemi içindedirler veya bu dönemin sonuna varmışlardır. Bağımsızlık isterler. Anne babadan anlayış isterler. Anne babanın evlilik durumundan çoğunlukla etkilenirler. Bu durumda tüm aile üyeleri arasında anlaşmazlıklar çıkabilir.

Evliliğin İkinci Dönemi ve Yaşlılık

Evliliğin ikinci dönemi 50 55 yaşlarında evliliğin son dönemi başlar. Bu dönem çoğu zaman eşlerden birinin ölümüne kadar sürebilir. Bu dönemde çocukların yardımı ile bir arada kalan eşler, çocukların evden ayrılmasıyla duygu ve düşünce açısından birbirlerine yabancı olduklarını görebilirler. Yılların geçmesiyle eşlerin sosyal ve ruhsal alanda ortak yönleri kalmayabilir. Evliliğin ikinci dönemi öte yönden, bu dönemde eşlerin sağlık sorunları ortaya çıkabilir. Emeklilik ve buna bağlı sorunlar, ekonomik sorunlar görülebilir. Evliliğin sağlıklı olarak yürütülmesi için bazı kurallar vardır. Ancak uygulanmıyor. Sözgelimi, yabancılar arasında iken birbirlerine karşı çok saygılı davranan eşler, bu davranışlarını evde sürdürmezler. Eşler, kendilerini sıkıntıya sokmak istemediklerini ileri sürerler, düşündüklerini söylemekten kaçınmazlar. Eşlerin birbirlerine saygıları ev içinde de devam edebilir. Evliliğin ikinci dönemi öte yandan eşler, sürekli olarak birbirlerinde kusur aramamalıdırlar, birbirlerini kaba bir şekilde tenkit etmemelidirler. Evliliğin ikinci dönemi makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere…..
Devamını Oku »

3 Kasım 2015 Salı

Odipus kompleksi

Odipus kompleksi evresinde çocuğun karşı cinsten ebeveyne sevgiyle bağlandığını, buna karşılık kendi cinsinden olan ebeveyniyle ilişkisinin ağırlıklı olarak düşmanca olduğunu görürüz. Oğlan çocuğunda bunu açıklamak zor değildir. Odipus kompleksi ilk sevgi nesnesi annesidir, öyle de kalır ve çocuğun güçlenen erotik arzularının ve babasıyla annesi arasındaki ilişki konusundaki derinleşen iç gözleminin bir sonucu olarak babası onun için bir rakip olup çıkar.

Odipus Kompleksi Küçük Kızlar

Odipus kompleksi küçük kızda durum farklıdır.
Onun da ilk nesnesi annesidir. Peki babasına yönelmesini sağlayan yolu nasıl bulur? Annesinden nasıl, ne zaman ve neden uzaklaşır? Kız çocuğunun, yeni bir bölge vajina uğruna başlangıçta ağırlıklı örgensel bölgesi olan şeyden [klitoristen] vazgeçmek gibi bir olgunun kadın cinselliğinin gelişimini karmaşık hale getirdiğini uzun zaman önce anlamıştık. Ama şimdi bize öyle geliyor ki kadının gelişimi açısından aynı ölçüde tipik ve önemli olan aynı türden ikinci bir değişme daha vardır: başlangıçtaki nesnesini annesini babasıyla değişmesi. Bu iki değişmenin birbiriyle ne tür bir ilişki içkide olduğu bizim için henüz netlik kazanmış değil. Babalarına güçlü bir bağlılık sergileyen birçok kadın olduğu çok iyi bilinmektedir bunun nevrotik olması da gerekmiyor. Kadın cinselliği konusunda belli bir görüşü benimsememe yol açan burada sunacağım işte bu kadınlar üzerinde yaptığım gözlemlerdir. Her şeyden önce iki olgu dikkatimi çekiyordu. Bunlardan ilki, kadının babaya olan bağlılığının özellikle yoğun olduğu durumlarda analizin bunun öncesinde anneye karşı ayın ölçüde yoğun ve tutkulu bir bağlılık evresinin yaşandığını göstermesidir.

Odipus Kompleksi ve Sevgi

Odipus kompleksi ve sevgi nesnesinin değişmesinin dışında ikinci evre kadının erotik yaşamına yeni bir özellik pek katmıyordu. Annesiyle olan temel ilişkisi çok zengin ve çok yönlü bir temele oturuyordu. İkinci olgu ise bu bağlılığın süresinin de büyük ölçüde göz ardı edildiğini düşündürüyordu. Birkaç olayda bu, dördüncü birisinde beşinci yıla kadar devam etmişti, bu nedenle ilk çocukluktaki cinsel çiçeklenme döneminin en uzun kısmını kaplıyordu. Gerçekten de bazı kadınların annelerine yönelik ilk bağlılıklarına takılı kaldıklarını ve erkeklere karşı hiçbir zaman gerçek bir yöneliş geliştiremedikleri gerçeğini hesaba katmamız gerekti. Böyle olunca kadınlardaki Odipus öncesi evre şu ana dek yüklemediğimiz, bir önem kazanmaktadır. Odipus kompleksi makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere…..
Devamını Oku »

27 Ekim 2015 Salı

Nevrotik Kadın

Nevrotik kadın analizinde, erkek kardeşlerinin erkeklik belirtilerine imrendikleri ve kendilerindeki eksiklikten (aslında küçüklüğünden) dolayı kendilerini dezavantajlı ve sakatlanmış olarak hissettikleri bir çocukluk dönemi geçirdiklerini öğrenmiş bulunuyoruz. Bu "kamışa imrenmeyi" "iğdiş kompleksi"nin bir parçası olarak görürüz. "Erkeksiliği" erkek olmayı arzulama fikrini içerdiği şeklinde düşünecek olursak, "erkeksi protesto" ifadesi bu davranışa uyar; bu terim, bu etkenm genelde nevrozdan sorumlu olduğunu iddia eden Adler [1910] tarafından kullanılmıştır. Bu evrede küçük kızlar sık sık imrenmelerini de, gözde erkek kardeşlerine yönelik olan ve bu imrenmeden kaynaklanan düşmanlıklarını da gizlemezler. Vevrotik kadın Hatta eşitlik iddialarını kanıtlamak için erkek kardeşleri gibi ayakta durarak işemeye bile çalışırlar. Kadının cinsel ilişkiden sonra sevdiği kocasına yönelik kontrolsüz saldırganlığını sergilediğine ilişkin yukarıda anlatılan olayda bu evrenin nesne seçimi evresmden önce geliştiğini belirleyebilmiştim. Küçük kızm libidosu ancak daha sonra babasına yönelir ve o zaman da penise sahip olmak yerine bir çocuk ister nevrotik kadın. Diğer olaylarda bu dürtülerin ortaya çıkış sırasının tersine dönmesi ve iğdiş kompleksinin bu kısmının ancak nesne seçimi başarıyla yapıldıktan sonra etkinleşmesi beni şaşırtmaz. Ama kızdaki oğlan çocuğun penisine imrendiği erkeksi evre gelişimsel açıdan şöyle veya böyle daha öncedir ve nesne sevgisinden çok, özgün [ilk] narsizme daha yakındır.

Nevrotik Kadın ve Evlenme


Nevrotik kadın
Bir süre önce yeni evlenen bir kadının, bekâretini kaybetmesine tepki olarak anlaşılabilecek bir rüyasını anlama fırsatım olmuştu. Bu rüya, kadının genç kocasını iğdiş edip penisini kendine saklama arzusunu su yüzüne çıkarmıştı. İstediği şeyin cinsel ilişkinin uzaması ve tekrarı olduğu yolunda çok daha masum bir yorum da söz konusudur, ancak rüyanın bazı ayrıntıları bu anlama uymuyordu ve kadının kişiliği olduğu kadar sonraki davranışları da daha ciddi olan görüşü destekler nitelikteydi. Bu kamışa imrenmenin arkasında, cinsler arasında hiçbir zaman tamamen ortadan kalkmayan ve "aydın" kadınların çabalarında ve edebi ürünlerinde açıkça ifade edilen kadının erkeğe duyduğu düşmanca içerleme gün ışığına çıkar. Paleobiyolojik spekülasyon yapan Ferencziama bunu yapan ilk kişi olup olmadığını bilmiyorumkadındaki bu düşmanlığı cinslerin farklılaştığı bir çağa bağlıyor. Ona göre başlangıçta ilişki benzer iki birey arasında olmuş, ancak bireylerden birisi daha çok güç kazanmış ve zayıf olanı cinsel birleşmeye zorlamıştır. Bu zorlamadan kaynaklanan içerleme duygusu kadınların bugünkü mizacında hâlâ varlığını korumaktadır.

Nevrotik Kadın Önemsenmesi

Nevrotik kadın Gereğinden fazla önemsenmediği sürece bu tür spekülasyonlara başvurmanın zararlı olduğunu sanmıyorum. Kadınların bekâretin kaybedilmesine ve izleri cinsel soğuklukta gözlenen paradoksik tepkisine yönelik güdülerine ilişkin bu sunudan sonra kadmın olgunlaşmamış cinselliğinin, onu cinsel edimle tanıştıran erkeğe boşaltıldığını söyleyerek toparlayabiliriz. Bu durumda bekâret tabusu yeterince mantıklıdır ve söz konusu kadınla yaşamını paylaşacak olan erkeğin, bu tehlikelerden kaçınmasını gerektiren kuralı anlayabiliriz. Daha yüksek uygarlık evrelerinde bu tehlikeye bağlanan önem, nevrotik kadının bağlılık vaadiyle ve kuşkusuz diğer güdülenimler ve teşviklerle azaltılır; bekâret, kocanın vazgeçmesi gerekmeyen bir mülkiyettir. Ama problemli evliliklerin analizi bize kadını bekâretini kaybetmenin intikamını almaya sürükleyen güdülerin, uygar kadının ruhsal yaşamında bile tamamen ortadan kalkmadığını öğretmiştir. Ne kadar çok nevrotik kadın ilk evliliğinde soğuk ve mutsuz olduğunu, buna karşılık bu evlilik çözüldükten sonra seven bir eş olduğunu ve ikinci kocasını mutlu edebildiğini görmek gözlemciye şaşırtıcı geliyor olmalı. Deyiş yerindeyse arkaik [eski çağlardan kalan] tepki kendini ilk nesnede tüketmiştir. Ne var ki bunun ötesinde bekâret tabusu uygar dünyamızda bile ortadan kalkmış değildir. Bu sıradan insanlarca bilinmektedir ve yazarlar zaman zaman bu malzemeden yararlanmaktadır. Anzengruber'in bir komedisinde basit bir köylü gencinin, kızın "ilkinde onun yaşamına mal olacak bir fahişe olduğu" gerekçesiyle nişanlısıyla evlenmekten nasıl alıkonduğu anlatılır.1 Bu nedenle onun başka bir erkekle evlenmesine razı olur ve kadın dul kalıp da artık tehlikeli olmaktan çıktıktan sonra onunla evlenmeye hazırdır. Oyunun adı Das Jngferngift ["Bakirenin Ze hiri"] bize, zehirli yılanları tehlikesizce ellerine almak için ilk önce kumaş parçasını ısırtan yılan oynatıcılarının bu uygulamasını hatırlatır. Nevrotik kadın makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere….

Devamını Oku »

20 Ekim 2015 Salı

Erkeğin Sadakati

Erkeğin sadakati Kadının ahlâkına ait sebepler: içtimai sınıf farkı, bu münasebetin ahlaksız oluşu ve bundan kötü sonuçlar çıkacağı korkusu, kocasına sadakati, meşru bir çocuk temin etmek gibi. Kadının zevkine ait sebepler: Kocasına karşı duyduğu sevgi, erkeğin sadakati laubali yaklaşmasının doğurduğu hiddet, erkeğin sadakati başka bir kadına bağlı olduğu şüphesi, cinsi imtizaçsızlık korkusu, erkeğin sadakati karakterinin kötü olması, kadının beğendiği tipte olmaması gibi. Kadının imkânlarına ait sebepler: Kadının bu birleşmeyi temin edecek kadar serbest olmaması, erkeğin sadakati meşhur olması halinde duyulan çekingenlik, erkeğin sadakati mahareti hakkında duyduklarından dolayı düştüğü çekingenlik, erkeğin sadakati acemiliği karşısında duyulan küçümseme, erkeğin sadakati ciddi olmaması ihtimali gibi.

Erkeğin Sadakati ve Nizam

Erkeğin sadakati, erkek bütün nizam ve kaidelere rağmen âşık olduğu kadını elde edemezse, bunun hangi sebepten doğduğunu öğrenmeye çalışmalı ve bu sebebi ortadan kaldırmak için gayret etmelidir. Mesela, kadın onu kötü karakteri yüzünden istememiş ise, karakterinin iyiliğini ispat yoluna gitmeli, eğer kadın fırsat bulamıyorsa, bütün zekâsını ve imkânlarını kullanarak fırsat yaratmak yollarını aramalıdır. Bu mevzuda daha derinlere gitmeden önce kadınlar tarafından beğenilen, rağbet gören erkeklerin kimler, nasıl erkekler olduğunu görmemiz gerekir. Kama sanatına hakikaten iyi bir şekilde vakıf olan erkekler, güzel konuşan erkekler, yakışıklı erkekler, emniyet telkin eden erkekler, kadının zevkine ve arzusuna göre hareket eden erkekler, kadınların zaaflarını bilen erkekler arzu edilen, aranan, rağbet gören erkeklerdir.

Erkeğin Sadakati ve Davranışı

Erkeğin sadakati, bunlardan başka kuvvetleri ile tanınmış erkekler, sanatkâr erkekler, serbest fikirli erkekler, müteşebbis ve cesur erkekler, komşular eğlence ve gezintiden hoşlanan erkekler de kadınlar tarafından aranan ve rağbet gören erkek tipleridir. Her şeye rağmen evli bir kadının bir başka erkekle Kamaya razı olabilmesi için o erkeği mutlaka kendi kocasından üstün görmesi gerekir. Aksi takdirde kocasına karşı duyduğu sevgi ve saygı ve dini ve sosyal kaidelere karşı içinde mevcut olan itaat arzusu mağlup edilemez. Bazı kadınlar izdivaç dışı münasebetlere mani olan sebepleri kolayca bertaraf edebilecek karakterdedirler. Bunlar erkekler tarafından kolayca elde edilebilirler. Bu tip kadınları da şöyle sayabiliriz: Gözü sokakta ve eğlencede olan kadınlar, dedikoduyu seven kadınlar, kocası sebepsiz yere ikinci defa evlenen kadınlar, kocası tarafından aldatılan kadınlar, ailesi belli olmayan kadınlar, sosyete düşkünü olan kadınlar, mağrur kadınlar, içtimai sınıflan kocasından üstün olan kadınlar, kabiliyetleri veya güzellikleri veya bilgileri bakımından kocalarından üstün olan kadınlar, kocasından fena muamele gören kadınlar, çok seyahat eden erkeklerin kanlan, kıskanç kadınlar, kısır kadınlar, tembel olup kendisini işle veya başka meşguliyetlerle avutmayan kadınlar, ahlâksız ve muhteris kadınlar gibi. Erkeğin sadakati makalemizin sonuna geldik görüşmek üzere..
Devamını Oku »